Salgına Karşı Toplumsal İlişkilerimizin “Sağlığını” Güçlendirmek İçin

Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP)

K
üresel bir gündem olarak, koronavirüs (COVID-19) salgınının hayatlarımız üzerindeki etkisinin giderek tırmandığı, alınan ve alınması gereken önlemlerin katılaştığı günlerdeyiz. Fiziksel olarak mesafelenmek bu minvaldeki önlemlerin başında geliyor olsa da, sözgelimi eve kapanmak demek, biraradalıktan kopmak demek değil! Böyle günlerin sağlıklı, ruhsal iyilik hâlinin ve psikolojik esenliğin korunduğu, dayanışmacı yarınlara vesile olması için, hem kamu otoritelerinden talep ettiğimiz hem de bizim yapabileceğimiz şeyler var.

Bu çerçevede, kamu otoriteleri; güncel bilgiler, çalışmalar ve önlemler konusunda tam anlamıyla şeffaf olmalıdır. Mesleki ve bilimsel kurumlar, emek örgütleri ve hak-temelli sivil toplum kuruluşlarıyla koşulsuz bir şekilde iş birliği içinde olmalı ve diyalog kurmalıdır. Salgının yaratmakta olduğu ve yaratabileceği fiziksel, ruhsal ve toplumsal sonuçlara karşı en kalıcı ve gerçekçi önlemlerin, şeffaflığın ve bu türden iş birliklerinin sağlanmasıyla mümkün olacağını düşünüyoruz. Ancak bu şekilde gerçekleştirilecek uygulamalar; hâlihazırda temel ihtiyaçları karşılan(a)mayan kesimlerin (göçmenler, evi ve/veya işi olmayanlar, temel ihtiyaç malzemelerine erişimi olmayanlar, vb.), salgından daha fazla etkilenme riski olanların, sağlık çalışanlarının, işçi sınıfının ve önlemler nedeniyle maddi ve manevi kaybı olabilecek herkesin temel haklarının karşılığı olacaktır.

Bu türden dönemler; fizyolojik sağlık noktasındaki sonuçlarının yanında, kendimizin ve yakınlarımızın hastalanması kaygısı, hastalık ve tedavi dönemlerine dair deneyimler, uzun süren izolasyon dönemleri, kayıplar, geçim ve yaşam kaynaklarından mahrum kalma durumları ve benzeri sebeplerle ruhsal açıdan da zorlayıcı olabilmektedir. Bu çerçevede psikososyal destek ve ruh sağlığı hizmetlerinin herkese ücretsiz olarak sunulmasının yaşamsal önemine bir kez daha tanıklık etmekteyiz! Kamu otoriteleri, ilgili meslek örgütlerinin öneri ve görüşlerini de dikkate alarak bu hizmetleri tüm vatandaşlar için erişilebilir kılmakla sorumludur.    

Bizler aynı zamanda bu dönemde, kamusal nitelikli bilgi ve hizmetlerin, herhangi bir kâr güdüsü ve dar çıkarların etki alanının dışında ve herkesin erişimine açık şekilde var olması gerektiğini hatırlamış oluyoruz. Dolayısıyla bu dönemde ve sonrasında, bu yöndeki taleplerin, toplumların iyi olma hâlleriyle doğrudan ilişkili olduğunu, daha fazla ve daha güçlü şekilde dile getireceğiz. 

Tüm bunların yanında, böyle günlerde hepimiz güven ve dayanışma ilişkilerinin gelişmesine katkı sunabiliriz. Bu katkı, bazen ufak sayılabilecek bir yardımda bulunmak; bazen başka birinin "iyi durumda" olmasını hayal etmek; bazen örneğin kişisel tedbirlerle alakalı ya da ülke gündeminden güvenilir bir bilgiyi paylaşmak; bazen yeni iletişim kanallarının kurulması ve örgütlenmek için çabalamak; bazen toplumun geniş kesimlerinin ihtiyaç ve haklarına karşılık verecek alternatif bir düzen için mücadele etmek şeklinde olabilir. Bu ve dahası yapabileceklerimiz elbette kolektif ufkumuzla ilişkili olduğundan, bu dönemlerde kolektif sorumluluk duygusunu taşımanın önemi ve değerini vurguluyoruz!

TODAP olarak, yarını öngöremediğimiz zamanlarda bile, ortak yarınımızı güven ve dayanışma üzerine inşa etmenin önemli olduğuna inanıyoruz. Hem yarın, hem de bugün için. Bu noktada, toplumsal ilişkilerimizin ve iyilik hâlimizin “sağlığını” güçlendirebilmek adına, herkesi dayanışma ilişkilerimizi güçlendirmeye davet ediyoruz. Dayanışmayla...
19 Mart 2020