On beş yıldır emek-meslek, eleştirel psikoloji ve toplumsal dayanışma eksenleri etrafında psikologların bir aradalığını sağlayan TODAP, kuruluşundan bu yana çeşitli kurumlarla da bir araya geldi. Bu kurumlar yalnızca psikoloji ve ruh sağlığı alanında faaliyet yürüten oluşumlar değil, aynı zamanda hayatın çeşitli alanlarını daha iyi, daha yaşanabilir kılmak için faaliyet yürüten örgüt, dernek, vakıf, sendika, platform vb. oluşumlar oldu. Bireysel ve toplumsal anlamda bir aradalığın öneminin farkında olan ve bu anlayışla yürüyen TODAP’ın yolunun kesiştiği, yan yana durduğu bazı toplulukların TODAP hakkındaki görüşlerini sizler için derledik.
Psikologların ve psikoloji öğrencilerinin eşitlikçi, özgürlükçü ve kardeşlikten yana bir toplumsal dayanışma ekseninde mesleki örgütlenmesini sağlayarak, psikoloji teori ve pratiğinin eleştirisi ve yeniden üretimi yönünde çalışan Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) ilk oluşmaya başladığı andan itibaren şubemizin emek, barış, demokrasi mücadelesinde yakın çalıştığı karşılıklı dayanışma içinde bulunduğu örgütlerden biri olmuştur. Sendikamızın benimsediği ortak yaşam ilkeleri ile paralel bir çalışma prensipleri manzumesi doğrultusunda hareket eden TODAP ile şubemizin pek çok ortak üyesi de vardır. Her iki kuruma da üye olan akademisyen psikologlar Eğitim Sen ile TODAP arasında kopmaz bir bağ oluşturmuştur.
Türkiye gibi faşizan baskıcılığın, hukuksuzluğun normalleştiği, devlet terörünün ve şiddet eylemlerinin yaygın olduğu bir ülkede emek, barış, demokrasi mücadelesi veren kurumlar iş birliği içinde olmaya, dayanışmaya zaten muhtaçtır. Fakat TODAP ve şubemiz birlikte mücadele iradesini pratiğe geçirmekte hep çok istekli olmuştur. TODAP’ın ilk kuruluş toplantılarının birkaçına ev sahipliği yapmış olmaktan bugün de gurur duyuyoruz. Pek çok mitingde çalışma alanları dolayısıyla üyemiz olmayan TODAP’lı dostları kortejimizde görmekten de hep mutlu olduk. Uzun dayanışma tarihimizde birlikte düzenlediğimiz etkinlikler de vardır. TODAP’lı dostlarımız şubemizde pek çok eğitim de düzenlemiştir.
Kuşkusuz bu yakın çalışma tarihinin hep şükranla anacağımız kısımlarından biri de ülkemiz barış mücadelesinin en karanlık anlarından biri olan 10 Ekim Katliamı sonrası TODAP’ın yönlendirmesi ve kolaylaştırıcılığıyla üyelerimize dönük hayata geçirdiğimiz travma sonrası çalışmalardır. Bu korkunç katliam pek çok arkadaşımızı aramızdan aldı, ülkedeki barış mücadelesinin geriye düşmesine, emek ve meslek örgütlerinin cüretsizleşmesine yol açtı. Bununla birlikte TODAP ile dayanışma içinde 10 Ekim sonrasında yaptıklarımız bu geriletici etkilerin üyelerimiz arasında sınırlı kalmasına katkı sağlamıştır. Bunun için TODAP’a minnettarız.
Önümüzdeki dönemde bu sıcak ve verimli iş birliği ve dayanışmanın devam etmesi için elimizden geleni yapacağız. Bu noktada herhalde ilk çözülmesi gereken meselelerden biri iki kuruma da üye olan değerli bir arkadaşımızın, cesur bir aktivistin, Aslı Aydemir’in özgürlüğe kavuşmasıdır. Aslı’nın maruz kaldığı hukuksuzluğun kamuoyunda daha görünür kılınması için atılması gereken adımların hafızası, Eğitim Sen 6 Nolu Üniversiteler Şubesi ile TODAP’ın dayanışma ve birlikte mücadele tarihinde fazlasıyla mevcuttur. Bu değerli mücadele ve dayanışma mirasına dayanarak gelecekte de emek, barış demokrasi kavgasında iki kurumun birlikte önemli adımlar atacağına inancımız tamdır.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği’nin varlığı, hem kadın ve LGBTİ+’ların mücadelesi hem de diğer toplumsal mücadeleler için çok değerli. Kadın Savunma Ağı olarak TODAP ile birlikte çalışmayı en yakından deneyimlediğimiz dönem, Hatay’da 6 Şubat depremlerinden hemen sonraki günler oldu. Elbette Kadın Savunması içerisinde TODAP üyesi arkadaşlarımızın var olması sayesinde deprem öncesi de kadına yönelik şiddete karşı verdiğimiz mücadelede dayanışma ilişkimiz güçlüydü. Dahası, Kadın Savunması’na farklı yollardan ve deneyimlerden gelen bizlerin TODAP ile yollarının kesiştiği apayrı deneyimler de mevcut. Belki bir toplu katliam sonrası travma süreci, belki aile içi şiddet sonrası iyileşme süreci, belki mesleki çalışmalarda yan yana gelişler… Toplumun ezilenleriyle dayanışma kurmaya çalışan bir psikolog örgütüyle bu karşılaşmalar tesadüf olmasa gerek.
Birlikte çalışmayı en fazla deneyimlediğimiz deprem sonrasına gelirsek, henüz herkesin parklarda, çadırlarda kaldığı dönem, Antakya Sevgi Parkı’nda uyumak için aynı çadırları paylaştık. Kadınların acil ihtiyaçları için dayanışma kurmaya çalışırken, parktaki iki banktan, bir varilden ve bir sobadan oluşan “kadın kahvesi” adını verdiğimiz alanda kadınlarla depremi nasıl yaşadıklarına, sorunlarına, nasıl hissettiklerine dair sohbetler ettik. TODAP’taki psikolog arkadaşlarımız da bu sohbetlere dâhil olup kadınların ihtiyaçlarını tespit ettiler. Kadınlarla ve çocuklarla özel görüşmeler yaptılar. Bazen de bizlerle birlikte ihtiyaçlara yönelik dağıtım yaptılar. Mesela, göçmenlerin kaldığı parklarda birlikte gezip özel gereksinimleri açığa çıkarmaya çalıştık. Bunun gibi verebileceğimiz çokça örnek mevcut. TODAP’ın da içinde olduğu sağlık meslek örgütleri, bizim gibi alanda çalışan örgütlerden de aldıkları bilgilerle en uzak köylere kadar dayanışmayı götürmek için uğraştılar. Bu gönüllü çalışmalar bizler için, katılan psikologlar için ve iletişim kurulan herkes için çok güçlendirici oldu. Dayanışma ilişkimiz bu zeminde daha da güçlendi.
TODAP’ın varlığı, kadınların psikolojik destek ihtiyacı açısından da hayli önemli. Kadınlara sürekli şiddetin sorumlusunun kendi davranışları, hareketleri, hatta görünümleri olduğunu söyleyen patriyarkal yapının içinde, erkek şiddetinin her türlüsüne ve erkek devlet şiddetine karşı mücadelemizde açığa çıkan psikolojik destek taleplerini TODAP’tan psikologlara gönül rahatlığıyla yönlendirebiliyoruz. Bunun nedeni, hem toplumsal güç ilişkilerini görmezden gelmeyen eşitlikçi ve özgürlükçü psikoloji yaklaşımlarını benimsemeleri hem de başvuran kadınların maddi zorluklarını dikkate alan pratikleri. Terapi sürecine başlamak, ruh sağlığı hizmetlerinin de sermaye ilişkilerinin içine dâhil edilmesiyle ne yazık ki ekonomik zorluk yaşayan bir çoklarımız için bir lükse dönüşüyor. Psikolojik destek hizmetleri gibi temel bir sağlık hakkına erişebilmek ancak TODAP gibi örgütlenmeler sayesinde biraz daha kolaylaşabiliyor.
Yapısal şiddetin, toplumsal travmaların çok güçlü olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Psikoloji çoğu zaman toplumsal sömürü ilişkileri sonucu travmatize olmuş kişilerin ya da toplulukların maruz kaldığı şiddeti görünmezleştiren ve sorunu patolojiye indirgeyen bir konuma sıkışıp kaldı. Kişilerin, hatta toplulukların içine girdiği açmazlarda psikolojiye dair dayanışmayı kurabilmek sadece terapi odalarıyla sınırlı bir alan olmamalı. TODAP, erkek-devlet şiddetinin karşısında hikayeleri bastırılmaya çalışılan öznelerin anlatılarına bazen terapiyle, bazen diğer toplumsal dayanışma yöntemleriyle alan açmaya çalışıyor. Bu bağlamda, ruh sağlığı alanına dair sistemsel sorunlara da işaret eden bir yapının varlığının önemini biliyor ve TODAP’ı oldukça işlevsel bir konumda görüyoruz. Feminist mücadele ile toplumcu psikologların mücadelesi arasında hem politik hem de pratik güçlü bir bağ olduğunu düşünüyoruz.
Birlikte yaptığımız çalışmaların artması dileğiyle…
TODAP, dayanışmanın en güzel örneklerinden birini büyük bir sıcaklıkla hissettiğimiz bir kurum.
Birlikte dayanışarak zor zamanlarda önemli mesafeleri yürüdük. TODAP, insan hakları ve özgürlükleri alanında bizim her daim yan yana olmaktan mutluluk duyduğumuz bir kurum olarak yanı başımızda yer aldı. Toplumsal dayanışmada mesleki birikim açısından da oldukça önemli bir yerde durmaktadır. Kendisini yenileyen, geliştiren ve kapsamını güçlendiren yanıyla geleceğe dair umudu üretmektedir.
Mücadelenizde başarılar dileriz.
TODAP bizim için yalnızca psikoloji alanında eleştirel söz üreten bir yer değil, alanın tüm zorluklarıyla mücadele etmeye çalışırken nefes aldığımız alanlar açan, dayanışmanın somutlaştığı, sahada yan yana yürüdüğümüz bir yol arkadaşı. Çocuklarla, kadınlarla ve toplumsal travmalardan etkilenen tüm gruplarla çalışırken, TODAP’ın hak temelli yaklaşımı, etik tutumu ve eleştirel psikolojiye dair duruşu, bizim için her zaman yol açıcı bir referans oldu. TODAP, psikolojinin toplumsal boyutunu görünür kılan ve bu mesleği toplum yararı eksenine yerleştirme ısrarından hiç vazgeçmeyen bir örgüt olarak, sahada birlikte ördüğümüz dayanışmayı büyüttü ve güçlendirdi.
İlk gününden bu yana, TODAP ile kurduğumuz temas, yalnızca ihtiyaç anlarında birbirimize dönmekten ibaret değil, aynı zamanda ortak bir dil ve ortak bir mücadele hafızası inşa etme süreci olarak da görülebilir. Afetlerde, krizlerde, toplumsal olaylarda, acil durumlarda ya da sadece sahada zorlandığımız ve destek duyduğumuz anlarda TODAP her zaman yanımızda oldu. O yüzden bizim için TODAP’ın 15. yılı mücadele alanlarımızın sürekli daraldığı bu günlerde, yalnızca bir kuruluş yıl dönümü değil; birlikte yürüttüğümüz mücadelenin, dayanışma pratiklerinin ve kolektif üretimin görünür olduğu bir kutlama!
Dayanışmamız daim olsun, nice 15 yıllara.