Nereden Çıktı, Nedir Bu 'Ötekisiz' ve 'Derslik'? Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri ve Eleştirel Psikoloji Dersliği Üzerine Değerlendirmeler
Hojin Demirel hjndmrl@gmail.com
Sercan Karlıdağ karlidagsercan@gmail.com
Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri ve Eleştirel Psikoloji Dersliği, TODAP’ın kuruluşunda belirginleşen etik-politik çizginin somut-pratik açılımları olarak değerlendirilebilir. Türkiye’de psikoloji lisans eğitiminin niteliksizleşmesi üzerine yürütülen tartışmaların bu faaliyetlerin düşünsel temelini beslediğini özellikle vurgulamak gerekir. Bu dönemde alanda yürütüldüğünü gözlediğimiz yüzeysel tartışmalarda, eğitimin niteliği, örneğin neoliberal dönüşüm hesaba katılmadan, yalnızca kurumsal eksikliklerle ilişkilendiriliyor, öğrenciler ise edilgen bir konuma yerleştiriliyordu. Bu eğilim, niteliksizleşme sorununu yalnızca “kötü üniversiteler” söylemiyle sınırlandırıyor, yapısal olanı bireysel başarısızlıklara indirgiyordu.
Buna karşılık, TODAP içinde gelişen tartışmalar, TODAP’ta sacayağı mahiyetindeki emek, eleştirel psikoloji ve toplumsal dayanışma eksenlerini merkeze alan çizgi doğrultusunda, psikoloji eğitiminin piyasa temelli dönüşümünü görünür kılmayı, öğrencileri özneleştiren bir dayanışma zemini kurmayı ve alternatif öğrenme biçimleri üretmeyi hedefliyordu. Psikolojinin toplumsal eşitsizlikler, iktidar ilişkileri ve politik mücadelelerle olan bağının görünür kılınması temel amaçtı. Dahası, bilgi üretiminin sadece uzmanlara değil, deneyim sahibi herkese ait olduğunun somut bir şekilde odağa alınması gerekiyordu. Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri ve Eleştirel Psikoloji Dersliği bu ihtiyaca yanıt verecek biçimde tasarlandı. Amaç, hem TODAP’ın süregelen eleştirel psikoloji iddiası ve arayışını canlı tutmak hem de baskı, ayrımcılık ve eşitsizliği üreten toplumsal süreçleri tartışmaya açan kolektif bir öğrenme deneyimi/alanı yaratmaktı.
Bu tartışma zemini, 2014-15 yıllarında İstanbul’da iki kez, İzmir, Ankara ve Mersin’de birer kez düzenlenen ve nihai raporu 2016’da yayımlanan Psikoloji Lisans Eğitimi Öğrenci Forumları[1] ile somutlaştı. Forumlar, psikoloji öğrencilerinin, eğitimdeki niteliksizleşme sorununu kendi deneyimleri üzerinden konuştukları, sözgelimi müfredatın klinik ağırlığından uygulama yetersizliğine, eleştirel perspektif yokluğu ve sınırlılığından disiplinlerarasılığın eksikliğine uzanan yapısal meseleleri birlikte değerlendirdikleri bir dayanışma zemini açtı. Bunun yanı sıra bu forumlar öğrencilerin deneyim paylaşımına dayanan bir tartışma bağlamı yaratarak eleştirel psikolojiye ilişkin ortak sorgulamaları görünür kıldı. Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri ve Eleştirel Psikoloji Dersliği bu zeminlerde filizlenen ve TODAP içinde devam eden “alternatif müfredat” tartışmalarının meyveleri olarak, forumlarda ortaya çıkan ihtiyaçların ve kolektif arayışların süreklileştirilmesi, derinleştirilmesi ve yeni öğrenme pratikleriyle çoğaltılması amacıyla hayata geçirildi. Metnin devamında önce Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri’ni, ardından Eleştirel Psikoloji Dersliği’ni ele alacağız. Son bölümde, TODAP’ın bu iki faaliyetinin teorik konumunu, akademik ve toplumsal krizler bağlamındaki güncelliğini, örgütlenme deneyimleriyle kurduğu bağları ve geleceğe dönük imkânlarını bir arada irdeleyeceğiz.
Anaakım Psikolojinin ‘Ötekisi’ Kalmış Konuları Atölyeleştirmek: “Ötekisiz”
(i) İlk yıllar, içerik ve biçim arayışı
Her şeyden önce, faaliyete ismini veren ‘Ötekisiz’ ifadesinin, ‘öteki’yi yok sayan—ki bu teorik olarak mümkün değildir—bir yaklaşımı değil; ötekileştirme pratiklerine karşı etik-politik bir duruşu temsil ettiğini belirtmek gerekir. Bu anlayışla şekillenen başlangıçtaki yapı ayrımcılık, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, danışan-hasta hakları ve çalışma hayatında psikologlar başlıkları etrafında düzenlenmişti. Katılımcılara açık çağrıyla oluşturulan gruplar, bir ‘eğitim/öğretim’ modelinden çok, kolektif bir öğrenme ve üretim zemini olarak düşünülüyordu. Atölyeler, ayda bir, hafta sonu düzenleniyor ve (sabah 10.30’dan akşam 17.30’a) iki günlük yoğun bir programdan oluşuyordu. 2016 yılında İstanbul’da başlayan faaliyetler, gönüllü ekibin oluşmasıyla İzmir’de de yürütülmeye başlandı. Planlamalar yapılırken üniversitelerin akademik takvimleri, katılım olanakları ve mekân erişilebilirliği gözetiliyordu. Yanı sıra, atölyeler TODAP içinde her yıl yeniden kurulan gönüllü düzenleme ekipleri tarafından organize ediliyordu. Mekânlar ise, dayanışma içinde olduğumuz dernek, sendika ve vakıflarla kurulan iş birlikleri vasıtasıyla sağlanıyordu.
Atölye dizisinde özellikle önemsediğimiz ve öncelediğimiz konu kolaylaştırıcı/yürütücü ve katılımcı rollerine ilişkindi. Her modülde birden fazla alt başlık yer alıyordu; kolaylaştırıcılar, hiyerarşik olarak üst bir konumda bilgi aktaran bir eğitmen rolünden ziyade, katılımcılarla birlikte düşünen ve tartışan bir pozisyonda konumlanıyordu. Bu sayede, pasif öğrenci konumunun yerine tartışma ve üretime aktif katılımı önceleyen bir ‘katılımcı’ deneyiminin teşvik edilmesini hedefliyorduk. Modüllerin ikinci günleri genellikle vaka temelli küçük grup çalışmalarıyla tamamlanıyordu. Katılımcılar, deyim yerindeyse, gerçek hayat koşullarında vakalar üzerinden birlikte tartışma olanağı buluyor ve bu süreç atölyenin ortak öğrenme hedefini pekiştiriyordu.
(ii) Zaman içinde dönüşüm
On yıla varan süreçte atölyelerimizin hem biçim hem de içerik açısından önemli bir dönüşüm geçirdiğini ifade etmek mümkündür. İlk yıllarda beş hafta sonuna yayılan modüller, katılım kolaylığı ve süreklilik sağlamak amacıyla üç aylık bir takvim çerçevesinde yeniden düzenlendi. Pandemi döneminde faaliyetler çevrimiçi ortama taşındı. Bu sayede farklı şehirlerden katılım imkânı doğdu. 2022 sonrasında ise, yüz yüze formata geri dönüldü. Bu dönemde Kolektif Etik-Politik Sorumluluk altıncı modül olarak eklendi ve birinci modül Ayrımcılık ve Nefret Suçu olarak güncellendi. Böylece atölyelerin mevcut modül yapısı aşağıdaki hâle kavuştu:
Ayrımcılık ve Nefret Suçu
Toplumsal Cinsiyet
Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği
Kolektif Etik-Politik Sorumluluk
Danışan Hakları
Çalışma Hayatı ve Psikologlar
Aynı dönemde atölye yapısında bir format güncellemesi de yapıldı ve açık grup olarak yürütülen bağımsız atölyeler yerine, altı hafta boyunca aynı katılımcı grubuyla sürdürülen, kapalı grup yöntemine dayalı bütünlüklü bir atölye dizisi formatına geçildi. Bu format, atölye deneyimini derinleştirmeyi ve yürütülen tartışmaların sürekliliğini güçlendirmeyi amaçlıyordu. Son iki atölye dizisinin İstanbul ayağında 6-7 Şubat 2023 depremleri ve 19 Mart 2025 sürecinin yarattığı siyasal-toplumsal atmosfer, yeni programın sürdürülebilirliğini zorlaştıran bir bağlam oluşturdu. Bu koşullar atölye sürecine bir süre ara verilmesine ve katılımda önceki yıllara kıyasla nispeten düşüşe yol açsa da bu format denemesi, yöntemsel yenilenme çabamızda önemli bir adım oldu.
(iii) Kazanımlar ve etkileri
Atölyelerin bireysel deneyimden kolektif öğrenme süreçlerine uzanan önemli katkıları oldu. Katılımcı geri bildirimleri değerlendirildiğinde, atölyelerin eleştirel düşünme pratiğini güçlendiren, psikoloji alanının toplumsal ve politik bağlamlarını birlikte tartışmaya açan bir zemin sunduğunu görmekteyiz. Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri, bu anlamda bireye indirgemeci yaklaşımların sorgulanmasını ve psikolojiyi toplumsal eşitsizlikler, iktidar ilişkileri ve politik mücadeleler içinde düşünmeye yönelik perspektif gelişimini desteklemiştir. Geri bildirimlerde vurgulanan bir başka konu, atölyelerde yürütülen tartışmalar ve bir biçim olarak kolektif öğrenme deneyiminin kendisinin, katılımcıların mesleki uygulamalarına doğrudan yansıması, sözgelimi danışan ilişkilerinde ve çeşitli çalışma alanlarında daha eşitlikçi bir bakış açısıyla çalışmayı teşvik etmesidir. Deneyim paylaşımı, dayanışma duygusunu güçlendirmiş ve psikolojinin farklı alanlarından gelen kişilerin birbirini beslediği bir kolektif öğrenme alanı oluşmuştur.
Atölyelerin en görünür çıktılarından biri, katılımcıların TODAP’la kurduğu bağlardaki sürekliliktir. Birçok katılımcı, atölyeler aracılığıyla dernekle kalıcı ilişkiler geliştirmiş, ilerleyen yıllarda bu veya başka faaliyetlerde gönüllü çalışmalara katılmış ve bağlarını sürdürmüştür. Bu durum, atölyelerin yalnızca belirli bir içerik sunan etkinlikler olmayıp psikolojiyi toplumsal bağlamı içinde düşünen, eşitsizlik ve ayrımcılığı tartışmaya açan bir etik-politik zeminde ortaklaşmayı mümkün kıldığını göstermektedir. Dolayısıyla Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri alternatif bir öğrenme pratiğinin ötesinde, ortak bir örgütlenme bilincini besleyen bir zemin işlevi görmüştür.
Psikoloji Eleştirisinden Eleştirel Psikolojiye Yol Haritası Çıkarmak: “Derslik”
(i) Bir arayış ve birikim dönemi: ‘Adı var, kendi yok’
Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri’nin 2016’dan itibaren düzenli bir pratik olarak yerleşmeye başladığı dönemin hemen ardından Eleştirel Psikoloji Dersliği fikri TODAP içerisinde gündeme gelmeye başladı. 2016’nın sonundan 2019’a dek uzanan zaman dilimindeki toplantılarımızda, psikoloji eleştirisini sistematik bir çerçevede tartışabileceğimiz bir ‘derslik’ fikrini farklı biçimlerde konuştuk. Sözgelimi, başlıklar geliştirdik, program taslakları ürettik, yürütücü önerilerini topladık. Özellikle “psikoterapi” tematik odağında, psikoterapinin tarihsel-ideolojik belirleyenleri, eleştirisi, farklı disiplinlerdeki ‘iyileştirme’ pratikleri ve etik-politik açmazlarını değerlendirme gibi pek çok mesele bu dönemde tartışmalarımıza konu oldu. Bu yıllar boyunca Derslik, deyim yerindeyse “adı var, kendi yok” diyebileceğimiz bir konumdaydı; kavramsal çerçevesi ve yönü belirginleşiyor, fakat henüz somut bir takvim ya da örgütlenmeye evrilemiyordu.
Bugünden dönüp baktığımızda, bunun bir gecikmeden çok, bir tür birikim dönemi olduğu kanaatindeyiz. Bunun ardında yalnızca örgütsel aksaklıklar değil, süregelen faaliyetler nezdinde gönüllü emeğin sınırlılığı, zamanın siyasal-toplumsal yükü ve derneğin genel hatlarının da kendi içinde dönüşmekte olması gibi etkenler olduğu söylenebilir. Diğer bir ifadeyle, Eleştirel Psikoloji Dersliği’nin hayata geçebilmesi için hem TODAP içinde hem de alandaki eleştirel tartışmalarda belirli bir olgunlaşma gerekiyordu. Bu ise zamanla toplantıların, tartışmaların ve denemelerin biriktiği bir süreçte kendiliğinden gerçekleşti. Bu açıdan Derslik, Ötekisiz’in hemen yanı başında komşu olarak duran ama henüz şekillenmemiş bir arayış olarak okunabilir. Gerçek anlamda programa dönüşmesi, bu uzun denebilecek arayış ve birikimin ardından 2023’te mümkün oldu.
(ii) İçerik ve biçim konusunda adımlar ve ilk kazanımlar
“Derslik” adının seçimi de yukarıda anlatılan arayışın bir parçasıydı. Derslik, lisans eğitimindeki 14 haftalık akademik takvime, AKTS ve iş-yükü hesabına, ölçme–değerlendirme ve sınav rutinlerine tabi bir ‘ders’ olmadığı gibi, hiyerarşi üreten bir mekân olarak ‘sınıfın’ da karşılığı değildi. Ayrıca bir atölyeye indirgenemeyecek, fakat atölyenin yatay tartışma biçiminden faydalanan, sözgelimi yarım çember gibi fizik-mekânsal düzenlemeleri önceleyen kolektif bir öğrenme deneyimi ve alanı olarak düşünülmüştü. Tam da bu melez veya esnek konumlanış sayesinde Derslik, hem okuma-tartışma ritmi-rutinini hem de yarı-yapılandırılmış uygulamalara açıklığı bir arada taşıyan bir yapıyı en iyi anlatan ifade olarak zamanla dağarcığımızda yerleşti.
Eleştirel Psikoloji Dersliği, 2023’te ilk kez somut bir programa kavuştu. Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri’nin yıllar içinde içselleştirdiği ve geliştirdiği kolaylaştırıcı–katılımcı ilişkisine dayalı kolektif öğrenme deneyimi, Derslik’in yöntemine de zemin hazırladı. Güz okulu formatında oluşturulan yedi haftalık ilk program, ‘sorunlu’ bir bilimsel disiplin olarak psikolojiyi, diğer bir ifadeyle psikoloji eleştirisini, (i) ontolojik, (ii) epistemolojik, (iii) metodolojik ve (iv) etik-politik boyutlarda sistematik bir bütünlük içinde temellendirmeyi amaçladı. Oturumlar bu çerçevede, psikolojinin indirgemeci-atomist eğilimlerinden, pozitivist ve doğa bilimlerine öykünen bilgi anlayışından, yöntem fetişizmine ve tarafsızlık mitiyle gerçek dünya sorunlarından kopukluğuna uzanan geniş bir içerimde yürütüldü.
Başlangıçta katılımcılarla açık erişimli ve yoğun denebilecek bir okuma listesi paylaşıldı. Her hafta aynı grubun devam ettiği kapalı grup yöntemiyle, tartışmaların sürekliliği ve verimlilik hedeflendi. Haftalık okumalar, kümelenme yoluyla grup tartışmaları ve küçük atölye uygulamalarını birleştiren bu yapı, özellikle psikoloji 3. ve 4. sınıf öğrencileri ile yeni mezunlara yönelik olarak tasarlandı. Böylece psikoloji eleştirisinden eleştirel psikolojiye bir yol haritası çıkarma hedefi örülebildi. İkinci Derslik, 2024-25 periyodunda, daha tematik ve aktüel bir hatta oluşturuldu: Toplumsal travmalar bağlamında psikanalizin imkânları, feminist ve queer perspektifler, otoriter rejimlerde akademik özgürlük, sosyal/politik psikolojide güç körlüğü, eleştirel metodoloji ve Türkiye’de eleştirel psikoloji tartışmaları bu dönemde belirginleşti.
Bugün üçüncü Eleştirel Psikoloji Dersliği’nin hazırlıkları sürerken, iki programın hem içeriksel çeşitliliği hem de yöntemsel sürekliliği, Derslik’in hâlâ yaşayan bir arayış ve kolektif öğrenme alanı olarak geliştiğini göstermektedir. Deyim yerindeyse, yarı-seminer ve/ya yarı-atölye formatındaki bu yapısı, farklı yürütücülerle genişleyen tematik çerçevesi ve kapalı grup formatıyla Derslik, eleştirel bir öğrenme hattını kurmaya devam etmektedir. Ötekisiz’de olduğu gibi, Eleştirel Psikoloji Dersliği’nde de bazı katılımcıların ikinci ve üçüncü planlama evrelerinde TODAP’a dahil olması, Derslik bağlamında kolaylaştırıcı ya da düzenleme ekibinin bir parçası hâline gelmeleri, örgütlenme potansiyelinin ilk kazanımları arasında değerlendirilebilir.
Ötekisiz ve Derslik: Ortak Zemin, Güncel Bağlam ve Gelecek Üzerine Notlar
Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri ve Eleştirel Psikoloji Dersliği, yazı boyunca ayrı ayrı incelenmiş olsa da her ikisinin de TODAP’ın etik-politik çizgisinde kesişen ve uzun yıllara yayılan eleştirel psikoloji iddiası ve arayışının farklı eşiklerini temsil eden pratik açılımlar olduğu kanaatindeyiz.
Ortak başlangıç noktası addettiğimiz, 2014-15 Psikoloji Lisans Eğitimi Öğrenci Forumları, bu bir aradalığın nereden geldiğinin izini sürebilmek ve TODAP’ın 15 yıla varmış öyküsünde kapladığı yer açısından önem arz etmektedir. Dahası, Ötekisiz ve Derslik arasında bugün örtük bir iş bölümü olduğundan da söz edilebilir: Ötekisiz, anaakım psikolojinin ötekisi kalmış—sözgelimi, kurumsal akademide lisans müfredatlarında dışlanan ayrımcılık, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, emek, haklar, etik-politik sorumluluk gibi—belirli temalara, yani psikolojinin toplumsal hayattaki “semptomlarına” odaklanırken; Derslik, bu semptomları üreten “kaynağı”, yani psikoloji disiplininin kendisinin ontolojik, epistemolojik, metodolojik ve etik-politik temellerini irdelemektedir. Diğer bir ifadeyle, Ötekisiz, anaakım psikolojinin toplumsal meselelerle kurduğu güvenilmez ilişkiyi tartışmaya açarken; Derslik, disiplinin kendi kavramsal ve kuramsal temellerine yönelik eleştirel bir sorgulama hattı ve meta-teorik bir açılım geliştirmeye çalışmaktadır. Derslik, Ötekisiz’e kıyasla geriden ve nispeten geç gelmiş olsa da aralarındaki bu tamamlayıcılık dikkate değerdir.
On yıl önce iki faaliyetin doğuşuna zemin hazırlayan öğrenci forumlarında konuşulan pek çok sorun günümüzde daha keskin ve koyu biçimde karşımızdadır. Psikoloji eğitiminin niteliksizleşmesi, neoliberal politikaların etkisiyle bugün ‘daha da sorunlu’ bir noktaya vardı. Bununla kastımız, YÖK tarafından kontrolsüz kontenjan artışları, müfredatların içinin boşaltılması ve öğrencilerin eleştirel-kolektif pratikler yerine kariyerist-bireyci eğilimlerle hızla “sertifikalı eğitim” piyasasına itilmesidir.[2] Dahası, göçmen karşıtlığı, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, şiddetin farklılaşan yüzleri ve ekonomik krizler psikoloji alanını aşan daha geniş bir toplumsal zemin oluşturuyor. Bugün, toplumsal kutuplaşmanın, milliyetçi ve muhafazakâr söylemlerin, ayrımcılık ve nefret dilinin yaygınlaştığı ve ama psikoloji disiplininin ya ‘oyun ve eğlence’ peşinde gerçek-dünya sorunlarından kopuk hâle geldiği ya da epistemolojik şiddet ile etik-politik sorumsuzluğunun giderek daha az sorgulanır olduğu bir tabloyla karşı karşıyayız. Tam da bu nedenle, hem ‘ötekisiz’ bir psikoloji arayışına hem de disiplinin kendisini eleştirel biçimde yeniden düşünmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. Buna göre, TODAP için Ötekisiz ve Derslik, dönemsel olarak yapıp geçilen ve geride kalan faaliyetler değil, Türkiye’de kurumsal akademide kurumsallaş(a)mamış eleştirel psikolojinin fiili boşluğunu (elbette mütevazı biçimde) doldurmaya çalışan, lisans müfredatlarının sınırlarını eleştirel bir yaklaşımla sorgulayan ‘alternatif müfredat’ ve kolektif öğrenme deneyimi/alanları işlevi görmektedir.
TODAP’ın bu faaliyetlerinin alana katkısı, eleştirel bir içerik aktarımının ötesindedir. Her iki pratik de hiyerarşik ‘eğitmen-öğrenci’ modelini sorgulayan ve eleştiren yatay yapısıyla (kolaylaştırıcı-katılımcı), bilginin kolektif üretimini merkeze alan “dayanışmacı bir epistemoloji” kurmaktadır. Bu ise, metinde daha önce değindiğimiz gibi, katılımcılık nosyonunun hakkını teslim ederek, katılımcıların özneleşme süreçlerini beslemekte ve salt bir eğitim verme-almanın ötesinde, kolektif bir örgütlenme bilincine evrilmektedir. Yıllar içinde hem Ötekisiz hem de Derslik, katılımcılarının bir bölümünün TODAP’la daha güçlü bağlar kurmasına, gönüllü olarak süreçlere dâhil olmasına ve Ötekisiz ve Derslik de dahil kimi faaliyetlerin yürütücülüğünü üstlenmesine imkân tanıdı. Bu sürekliliğin nasıl kurulduğuna dair kendi payımıza bir örnek verebiliriz: İkimizin de TODAP’la bağının lisans yıllarında İstanbul ve İzmir’de farklı biçimlerde gelişen temaslar üzerinden belirginleştiğini, bu temasların özellikle Psikoloji Lisans Eğitimi Öğrenci Forumları’nın örgütlenmesi sürecinde derinleşerek ilerleyen yıllarda Ötekisiz ve Derslik faaliyetlerinin tasarlanması, düzenlenmesi ve yürütülmesine doğru evrilen bir deneyime vardığını belirtebiliriz. Kendi deneyimimizden bu örnek, söz konusu TODAP faaliyetlerinin katılımcılar, kolaylaştırıcılar ve düzenleyeciler açısından kolektif emek, ortak deneyim, eleştirel psikoloji iddiası ve etik-politik duyarlılığın iç içe geçtiği bir alan sunduğunu gösteren, küçük bir kesit niteliğindedir.
Bu birikim, geriye dönük bir anlatı olmanın ötesinde, gelecek için bazı imkân ve sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. Bu faaliyetlerde edindiğimiz deneyimlerden yola çıkarak, önümüzdeki yıllarda bu arayışın nasıl derinleştirilebileceğine dair şu notları düşmek istiyoruz:
Psikoloji Lisans Eğitimi Öğrenci Forumları’nın yeniden canlandırılması, örneğin forum ve panel oturumlarını da içerebilen daha geniş kapsamlı çalıştay formatlarının denenmesi, on yıl önceki başlangıç deneyimini bugünün keskinleşen koşullarına uyarlayabilmek açısından anlamlı olabilir. Bu faaliyetlerin farklı şehirlerde ve üniversitelerde düzenlenmesi; öğrencilerin kendi bağlamlarından meseleler getirebildiği, yeni tartışma odaklarının belirdiği ve yerel gruplar arasında temas kurulabilen bir zemin yaratabilir. Bu, Ötekisiz ve Derslik faaliyetlerinin fikri başlangıcı ile bugünün gereklilikleri arasında yeniden bir bağ kurma ve alternatif yeni pratikleri hayata geçirme imkânı sunabilir.
Ötekisiz Psikoloji Atölyeleri’nin farklı üniversite ve şehirlerde yeniden örgütlenmesi, bu çalışmanın TODAP içinde sınırlı bir faaliyet olmaktan çıkıp, öğrencilerin kendi mekânlarında örgütleyebileceği bir kolektif öğrenme pratiğine dönüşmesini sağlayabilir. Bu sayede, lisans müfredatlarında, yani kurumsal akademide (yeterince) yer bulamayan ama öğrencilerin gündeminde canlı duran temaların, kendi topluluklarında tartışılabilmesine zemin açılabilir. Böyle bir genişleme, Ötekisiz’in başlangıç amacına, yani eleştirel psikolojiye ilişkin tartışma fırsatının her yerde mümkün olmasını sağlama hedefine yeniden güç kazandırabilir.
Eleştirel Psikoloji Dersliği’nin yalnızca tartışma yürüten bir yapıdan çıkıp belirli konularda ortak çalışmaların üretildiği bir alana dönüşmesi, bu deneyime temel olan eleştirel düşünmenin kalıcılaşmasını sağlayabilir. Buradaki amaç, ‘kolektif yazım’ gibi soyut bir ideali değil; tartışılan meseleleri daha sistemli biçimde ele alarak araştırma, deneme/fikir yazısı ya da bildiri gibi somut çıktılara dönüştürmektir. Böylece Derslik, bir öğrenme zemini olmanın ötesinde, sürekliliği olan bir düşünme-üretme pratiği hâline gelebilir. Ayrıca ortaya çıkan içeriklerin—kapalı grup yapısının güvenliğini zedelemeyecek biçimde tasarlanarak—podcast veya kısa video gibi formatlarda paylaşılması da düşünülerek bu pratiğin görünürlüğü artırılabilir.
TODAP’ın on beş yıla varan öyküsünde Ötekisiz’in on yıllık ısrarlı sürekliliği ve Derslik’in ise uzun bir arayış ve birikim sürecinin ardından hayata geçirilebilmiş olması, bu çabaların tesadüfi olmadığını; TODAP’ın eleştirel psikoloji iddiası açısından özgün üretimler olduğunu göstermektedir. Burada biriken deneyim, psikolojiyi ‘ötekisiz’, dayanışmacı ve toplumsal bir pratik olarak yeniden kurma yönelimini geleceğe taşıyabilmek için yeni temaslara, yeni biçimlere ve ortaklıklara ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle, mesele, bu faaliyetleri sırf sürdürmekten ibaret olmayıp, özdüşünümselliği ve kolektif belleğimizi diri tutarak yeniden düşünüp geliştirmek ve yaygınlaştırmaktır. Çünkü bu çabanın kendisi, psikoloji eleştirisinden eleştirel psikolojiye uzanan bu kolektif hattı canlı tutmanın ve psikolojiyi toplumsal, dayanışmacı bir pratik olarak yeniden kurma yönündeki etik-politik sorumluluğumuzun somut ifadesidir.
[1] Nisan 2016 tarihli genel rapor için bkz. https://todap.org/bolum_detay.aspx?yaziId=1666&bolumId=2 (Son Görüntüleme Tarihi: 14.11.2025)